Muskat büyüklüğündeki taşlar, renkli boncuklara dönüşerek Zaia’nın simsiyah gözlerinde parladı. Şalvarının cebinden çıkardığı keseye itinayla koydu. Cebindeki taşlar birden sönüp uykuya daldı. Dünya üzerindeki görevlerine hazırdılar. Mavi, mor, yeşil, sarı, kırmızı… Gökkuşağı görevini tamamladıktan sonra yavaşça ve zarifçe gölün üzerinden kayboldu. Bu kayboluş, bir kölenin kralının huzurundan saygıyla ayrılışını andırıyordu…
Efsanelerin, kadim sırların ve zamana meydan okuyan beş taşın kade ...