Hayat, kimseye soru sormaz. Cevap da istemez. Yalnızca akar. Ama insan, varoluşuna bir sebep bulmak ister. Bu yüzden yeryüzündeki varlığını ya Tanrı’ya bağlar ya da Tanrısızlığa. Fakat bilmenin sınırı bu meseleye uğramaz. Çünkü orada bilinecek bir şey yoktur.
Gerçek şu ki, her şeyin bir anlamı olduğunu sanan insan, aslında derin bir çaresizlik içindedir. Anlamsızlıkla yüzleşemediği için anlam icat etmiştir. Ama kurtuluş, belki de tam burada saklıdır: Anlam yüklediği her şeyi birer birer anl ...