Tasavvuf tarihi, yalnızca erkek velîlerin adıyla değil; her çağda manevî terbiyeyi omuzlamış, mürşitlik makamını hakkıyla taşımış kadın sûfîlerle de örülüdür. Kadın, İslâm irfanında sadece anne ve eş kimliğiyle değil; aynı zamanda Hakk’ın sırlarının mazharı, velâyetin tecelligâhı ve manevî zincirin vazgeçilmez bir halkasıdır.
Yüce Peygamber’imizin aziz eşi Hz. Hatice ve mübarek kızı Hz. Fâtıma’dan Meşküre Sargut’a uzanan bu uzun yol, kadın velîlerin manevî irşad zincirinin hiç kopmadan günü ...