"Bir insan ne kadar acıyı kendi içinde taşıyabilir? Ve o acı, ne zaman dile dökülmeye başlar?
Meruh, sakin bir köyde, doğayla baş başa ama kendi iç sesinin gürültüsünden kurtulamaz halde yaşar. Her şey dışarıdan sade, huzurlu ve sıradandır. Oysa içinde taşıdığı sancılar, bir çığlık gibi durmaksızın yankılanır. Kaygıları, geçmişin izleri ve kendinden kaçış denemeleri… Hepsi onunla birlikte uyanır her sabah.
Yalnızlığıyla anlam aramaya çalışır; ama bazı yalnızlıklar, insanın ...