Büyüklerin çocuklara neden kibar ve itaatkâr olmayı aşıladığını hiçbir zaman anlamamışımdır. Örnek bir evlat olsaydım ismim annemin ebeveynlerinin, ben doğmadan uzun süre önce ölen büyükanne Elsa ile büyükbaba Ervin’in mezarının hemen yanı başındaki bir mezar taşına kazınmış olurdu. Anlatmaya başlıyor Mira... Buzdan kayıp nehri boyladığı gibi sırılsıklam kaldığı 1954 yılının kışını, yanı başındaki münzevi teyzesi Hana’yı... Hana teyzem neredeyse hiç konuşmaz, öylece gözünü dikip bakmakla yetinir ...