İnsan, en çok dünyanın kakofonik sesine gömüldüğünde yalnızdır belki de.
Peki ya kendi yalnızlığını dinlemeye karar verirse?
Sesler geçer, gölgeler geçer, yüzler yoktur.
Pencerenden izlersin hayatın ayak seslerini.
Anlamaya çalışır, sorgular, yargılar, hatta meraklanırsın.
Ve bazen, bir ses cevap verir en derinlerinden —yabancı ama bir o kadar da eş:
“Ben senin için varım Adem, bunu biliyorsun.”
O sesi duyabilmek için ne kadar büyümeli?
Ve sesl ...