Karanlık çöktüğünde o efsane dağın ardından yükselir “Pepuk”
kuşlarının çığlıkları. Ayaz gecelerde haydut kurt sürüleri uludukça içime çığ gibi bir korku düşer. Bazen Fırat’ın rüzgârı hafifçe uğuldar, kekik kokulu türküler fısıldar kulağıma, ninni gibi.
Gece, vadiyi sarınca Vank Manastırı’nın arkası katran karası kesilir. Sanki tüm evren susar da yalnızca taşların nefesi, toprağın kalbi duyulur. O sessizlik öyle ağırdır ki, insan kendi yüreğinin çarpışını bile bir sır gibi dinler.
...