“Bazı hikâyeler yazılmaz, yaşanır… Ve bazı yaralar, sustukça büyür.”
Baran’ın hikâyesi; yalnızlığın, yoksulluğun, sessizliğin ve içe gömülen çığlıkların hikâyesidir.
Bu roman; bir çocuğun taş odalarda kuruyan gözyaşlarından, bir kadının susarak haykırdığı feryatlara; kardeşliğin ihanete, sevginin felakete, hayatın bir mezar sessizliğine dönüştüğü bir yolculuktur.
Baran, doğunun unutulmuş topraklarında, sevgisizliğin gölgesinde büyüyen bir çocuktu. Her darbeyi içine gömdü.
Her ...