Bugün, ileri teknolojinin ve bilişsel evrimin (dataizm-yapay zekâ, transhümanizm ve posthuman gündemleriyle) ivme kazandığı bir çağda; gittikçe değişen, dönüşen değer yargıları eşliğinde, yeni ve farklı bir çağa doğru hızla yol aldığımız bambaşka bir gerçekliğin içinden düşünmekteyiz. Ne on dört asır öncesinin “başkalığı” içinden bugüne bakabilme ne de bugünden o dönemi tam olarak anlayabilme imkânımız var. Elimizdeki yegâne ölçüt “şimdi”miz ve “bu yaşam”ımızdır. Elinizdeki çalışma, bahsi geçen ...