Sekizinci yüzyıldan itibaren İslam medeniyetinin kalbi Orta Asya’da atıyordu. Semerkant, Buhara, Merv ve Harezm gibi şehirler, mimari ihtişamlarıyla değil, aynı zamanda dünyanın en önemli bilim, kültür ve ticaret merkezleri olmalarıyla da göz kamaştırıyordu.
Bu topraklar; İbn Sînâ’yı, Bîrûnî’yi, Zemahşerî’yi, İmam Mâtürîdî’yi ve İmam Buhârî’yi yetiştirmişti. Görkemli kütüphaneleri, kadim eğitim kurumları Nizâmiye Medreseleri ve canlı entelektüel tartışmalarıyla, insanlığın ulaştığı en yükse ...