Eserimiz, insan ruhunun gerçek gücünü dışsal başarıda, kişisel yetenekte ya da psikolojik iradede değil; Tanrı’ya bütünüyle teslim edilmiş bir iç yaşamda temellendirir. Metnin merkezinde, “kutsallık” ile “güç” arasındaki ayrım yer alır: Ruhun ahlaken arınmış olması önemlidir, ancak dönüştürücü etki ancak Kutsal Ruhun insan ruhuyla kurduğu canlı ve sürekli birlik sayesinde ortaya çıkar. Yazar, insanın kendi bilgisine, deneyimine ve erdemine güvenme eğilimini kökten sorgular; ilahi gücün, benliğin ...