Allah’ın (c.c.) yarattığı mahlûkât içinde en şerefli olanı insandır.
Peki, bu ulvî varlık, sahip olduğu bu vasıfla mütenâsip olarak ulvî bir hedefe yöneliyor ve bir “dava şuuru” taşıyor mu?
Değerli bir mücevheri, -mücevher şöyle dursun- bir miktar parayı kaybetsek bunu büyük bir “ziyan” sayarız. Hâlbuki kâinatın en değerli varlığı olan insan, göz göre göre kendini bir hiç uğruna harcıyor. Asıl budur kabul edilemez olan.
İşte bu kitapta böyle bir “nefis muhasebesi” yapılmakta ve ...