O akşam Melek geç geldi. Hastanede bir vaka uzamıştı. Eve geldiğinde
yorgundu ama Alfer’i salonda tek başına otururken görünce durdu.
“İyi misin?” diye sordu.
Alfer başını eğdi. “İyiyim.”
“Kursta nasıl gidiyor?”
“Farklı.”
Melek yanına oturdu. Aralarına çay sehpası değil, bir dikkat boşluğu
girmişti.
“Bana anlatırsan belki birlikte çözebiliriz.”
“Çözülmesi gereken bir şey yok,” dedi Alfer. “Ben sadece... hâlâ
devam etmek istiyorum.”