Sporun bir mitolojisi var. Bu mitolojinin kahramanları hayalleri, umudu ve direnci de temsil ediyor. Kazandıklarında alkışlayıp başarılarında kendimizi gördüklerimizi o kadar yüceltiyoruz ki, insan olduklarını unuttuğumuz oluyor. Oysa sahada devleşen o destansı figür hata yaptığında, kaybettiğinde ya da yaşlanıp sahneden indiğinde birdenbire sıradanlaşıyor. Kimi yapayalnız, kimi kırgın, kimiyse herkesten daha yorgun olarak bir “sporcu eskisi”ne dönüşüyor ve yapmayı en iyi bildiği işi kaybediyor. ...