Elinizdeki eser, “Aleviliğin yazılı kaynakları var mıdır, yok mudur?” tartışmalarına kendi zaviyesinden ışık tutan, cevap niteliği açık bir muhtevaya sahiptir. 16. yüzyılın ikinci yarısı ile 18. yüzyılın başları arasında kaleme alındığı düşünülmektedir. Eserin içerik bakımından, Kızılbaşların ilmihali olarak kabul edilen ve Anadolu’daki takipçilerinin başvuru kaynaklarından sayılan Buyruk metinlerinden etkilendiği açıktır.
Özellikle Erdebil Dergâhı’nın bânîsi Şeyh Safiyüddîn’den başlayarak, ...