Modernleşen yaşantıda bireyin görünürlüğüne yönelik pratiklerin artışı kamusal alanın taklit, gösteriş ve ahlaki zaaf ile birlikte düşünülen bir “sahne” olarak algılanışına neden olurken bir yandan da ahlaki normların ve mahremiyetin kaybı endişelerine yol açar. Türk toplumunun erken modernleşme sürecinde yazılmış romanlarda kamusal yaşamın ve sosyalleşme pratiklerinin bir yandan arzuyu inşa eden aslî unsur oluşu, diğer yandan ise ahlak ve samimiyeti yıkmaya yönelik bir tehlike olarak algılanışı ...