Harabeler aklın sessiz kalamayacağı yerlerdir. Antik bir tapınağın, bir sarayın ya da kalenin yıkık duvarları ve dağılan taşları arasında yürürken dünyayı eskiden olduğu haliyle tasavvur etmekten kendimizi alamayız. Zihnimiz onları bir bütün haline getirmek için taşlardaki boşlukları doldurur. Çoktan çürümüş veya yanmış kulelerin ve iç kalelerin üst katlarının taslağını çizer, o kaybolmuş döşeme tahtaları üzerindeki ayak seslerini duyar. … İnsan hayatları, jeolojik bir güç gibi, yıkık dehlizlerd ...