Bir sabah aynaya bakıp “Ben hâlâ aynı kişiyim ama bedenim farklı hızda ilerliyor” diye düşündüğünüz oldu mu? Hepimiz bu cümleyi bir gün kuruyoruz. Uzun yıllar yaşlanmayı, doğanın elimize yazdığı kaçınılmaz bir senaryo sandık: “Yapacak bir şey yok, zaman böyle…” Oysa bilim, son yirmi yılda bu cümleyi kökünden değiştiren bir dizi keşfi arka arkaya getirdi. Artık yaşlanmayı tek bir kader değil; ölçülebilir, yönetilebilir, çok katmanlı bir biyoloji problemi olarak okuyabiliyoruz. Ve iyi haber şu: Yö ...