"Atalarımın tarlalarda çalışırken gölgesinde öğle yemeklerini yediği şu yaşlı çınar ağacının altında,
onlar gibi oturup şöyle bir dinlenmeden geçemezsiniz. Sırtınızı o yaşlı çınarın gövdesine
yaslamadan, yanındaki kayaların arasından çıkan serin kaynak suyundan içmeden "ben yaşadım"
iddianız hep eksik kalır. Beş altı kişinin birlikte ancak kucaklayabileceği muazzam gövdesindeki
otuz kırk yıl önce kazınmış isimleri, aşkları ve tarihleri okuduğunuzda aynı zamanda geçmişin
...