Bireyin gölgesinde kalan toplumsal düzeni ve kadının görünmez sınırlarını keskin düşüncesiyle
sorgulayan John Stuart Mill, okurunu özgürlükle otoritenin, alışkanlıkla değişimin çatıştığı eşiğe
bakmaya itmektedir. Mill’in kalemi, susturulan sesleri, kanıksanmış eşitsizliği ve itaatin
mecburiyete dönüştüğü toplumsal kodları da ortaya çıkarmaktadır.
Burada, bireysel hakların sıradanlığa, toplumsal cinsiyetin alışkanlığa kurban edilmediği bir
özgürlük düşüncesi bulunmaktadır ...