Depresyondaki kişi, kendini bağ kurmanın, umut etmenin ve olağan biçimde hissetmenin imkânsızlaştığı bir dünyada bulur. Bedeninde yalnızlaşır, kendilik ve gerçeklik deneyimi başkalaşır. Bu imkânsızlıklar dünyasında sıkışmış olma hâli, çoğunlukla bireysel bir “arıza”nın sonucu olarak değerlendirilir. Bu bakış açısına göre, hasarlı bir fizyolojinin sonucu olan depresyon, kişiyi içeriden bozar; onu ortak bir dünyadan koparır ve öznel bir yabancılaşmaya hapseder. Oysa bu kitap, depresyonu dünya ile ...