“Biz genellikle sadece bakmak için bakıyoruz. Oysa bir Müslüman sadece bakmak
için bakmaz. Baktıktan sonra, onun iç dünyasında, yani yaratılışında, terbiyesinde,
aldığı eğitimde, o bakıştan bir yere doğru geçiş başlar. İşte aslında mesele orada
başlıyor. O mânevi yapılanmadan sonra, duyuların ve duyguların yoğunlaşmasıyla
birlikte bir üst makama geçiş söz konusu olur. O geçişte önce hayret vardır,
ardından hayranlık. Sonra acziyet hissi gelir ve nihayetinde aşk… Yani ruh ...