Din, mahiyeti itibariyle bir şuur çağrısıdır. Buna karşılık, taklit; bireyden şuursuz bir takip bekler. Oysa din, insanı yükümlülük
bilinciyle donatmayı hedeflerken; taklit, bu yükümlülüğün gereklerini sorgulamaksızın yerine getirmeyi ifade eder. Bu
yönüyle, dinin bireye yüklediği bilinçli kabul sorumluluğunu ihmal eden taklit tutumu, İslam düşünce tarihinde yerilmiş ve
mukallidin imanının geçerliliği meselesi tartışmaya açılmıştır. İslam teoloji geleneğinde bu meseleye dair farkl ...