Felsefenin çekiciliğine kapılan David Hume, hukuk eğitimini yarıda bırakıp bu çekimin peşinden gitmiştir. Yeni bir insan bilimi kurmayı ve geliştirmeyi hedeflemiştir.
Rasyonalistler aklın kuşkuculuğu üzerinde durup deneyimi bilgi kaynağı olarak reddederken, Hume aklın deneyimlerinin bilgi kaynağı olduğunu savunur ve zihnin içeriğine ve anlama yetisine yönelir.
Her bilimin insan doğasıyla az çok bir ilişkisi olduğunu savunur. Eserde, dış dünyanın gerçekliği, insan zihninin deneyimlerden ...