Masumiyet; platonik bir aşkla başladı. Tek bir yürek atışı, şeytanın hışmıyla uçsuz bucaksız bir ateşle yüreğinde yangına dönüştü. Yarası derindi. Acısı, tartışmasız iyileştirilemez boyuttaydı.
Hani derler ya; ‘Çivi çiviyi söker’ diye. Başka seçeneği yoktu. Ya ateşi, daha büyük bir ateşle yakacaktı ya da ruhu bu ateşin içinde yok olacaktı.