Sadık`ın öykülerinde, daha önce hiçbir metinde rastlama¬dığım türden baş döndüren bir hız, akış, yıldırım çarpmasına benzeyen aydınlık ve karanlıklar, sürekli zıddına dönen zengin imgeler, iç içe geçmiş dramlar, olay örgüleri ve soyutlamalar vardı. Kendi payıma, çağrışımları hiç bitmeyen bu imgelerin muhayyilemde açtığı yeni ufuklarda dolaşıp tekrar yeryüzüne ayak bastığımda çevremden, "Ne demek istiyor? Bununla ne anlatıyor?" gibi sorulara muhatap olup sıkılırdım. Halbuki anlattıklarından çok a ...