Levent Şentürk, tanıdığım günden bu yana, yetişimini ilkin o zaman da şimdi de efsane gözüyle bakılan bir kadro içinde yazık ki çok kısa süren iş arkadaşlığımızda yan yana çalışırken, sonra yıllardır uzaktan ve ancak telefon, eposta, seyrek görüşmeler ve olabildiğince okuma yoluyla izlediğim ve donanımının her yöndeki erimini gördükçe imrendiğim, hatta, neden söylememeli, kıskandığım bir yazar.
Bir kere, öğrene- ve öğretegeldiği mimarlığın ve dilimizde az rastlanan OuLiPo (= GiYazİş, ...