Bir çağ vardı…
Gökyüzü sessiz, yeryüzü karanlıktı.
Gözler görse de gönüller kördü.
İnsan, insanı unuttu; kalpler taş kesildi.
Ve işte tam o anda, bir ses yankılandı Hira’nın kalbinde:
OKU!
O ses, sadece bir mağarayı değil, bütün bir çağı uyandırdı.
Bir yetimin kalbinden insanlığın yüreğine doğru yayılan bir nurdu bu.
Karanlığa inat, ışığın adını yeniden koydu: Vahiy.
Bu kitap, o nurun ilk izlerini takip ediyor.
Mekke’nin sıcak taşları arasında yü ...