Gazze’nin dumanı tüten harabelerinde, sararmış kitap sayfalarının arasında yaşlı bir adam, birinin nihayet durup onu görmesini bekler. Çünkü elindeki kitaplar yalnızca kâğıt ve mürekkepten ibaret değildir. Onlar, bölünmüş bir hayatın izlerini, yok sayılmış bir halkın belleğini, bastırılan bir sesin yükünü taşır.
Genç bir Fransız fotoğrafçı objektifini bu adama çevirdiğinde, tek
bir fotoğraf karesi yakaladığını sanır. Oysa gördüğü şey bambaşkadır: Gerçeğe, direnişe ve unutulmayanlara aç ...